13 Şubat 2016 Cumartesi

Kutuplaşma araştırması hakkında Emre Erdoğan ‘Aramıza duvarlar örüyoruz’ diyor


Bu hafta Bilgi Üniversitesi araştırmacılarından Emre Erdoğan’la yaptığı kutuplaşma araştırmasının sonuçlarını konuştuk.

Türkiye’de ilk kez kutuplaşmanın boyutlarını ortaya koyan araştırmanın en çarpıcı sonuçlarına göre katılanların yüzde 76’sı farklı siyasi partiden biriyle komşu olmaya karşı; yüzde 83’ü, kızının kendisini uzak hissettiği siyasi parti taraftarlarından biriyle evlenmesini istemiyor.


Kutuplaşmadan neyi kastediyoruz? Bu soruyu sorduğum Erdoğan’ın yanıtı şöyle oldu:

“İnsanların toplumdaki yerlerinin, kanaatlerinin ve tutumlarının siyasi parti aidiyeti ile belirleniyor olması. Yani duvarları siyasi partilere duyulan yakınlık ve uzaklıkların örmeye başlaması; partililik ile kimliklerin örtüşmesi. Kimse tek bir kimlikle yaşamıyor. Hepimiz farklı kimlikler taşıyoruz. Bunlar ne olabilir? Türk vatandaşlığı, etnik, dini, ideolojik, vs. Kimliklerin duvar örmesini çok beklemiyoruz. Örerse, bunu sorun olarak görüyoruz.  Ayrımcılık ve ötekileştirme tartışmaları kimlikler üzerinden yapılan tartışmalar. Siyasi parti aidiyeti de bir yerde kimliklerle örtüşecektir ama biz başka şeyler de bulduğumuz için üzerinde düşünmeye değer diyoruz. Siyasi parti aidiyeti kimlik haline gelmişse bunu sorun olarak görüyoruz çünkü o zaman duvar örüyor.”

Sosyal medyada da belirgin bir şekilde kutuplaşmanın etkisi var. Neredeyse parti tercihinden bağımsız olarak, Twitter kullanıcılarının kendi görüşlerine yakın kişileri takip ettiklerini, Facebook kullanıcılarının da arkadaş listelerinin siyasal görüşlerinin kendi görüşleriyle uyumlu oldukları görülmekte. 

Araştırmanın sonuçlarına göre herkes birbirine düşman değil, iki büyük düşman var, AKP ve HDP.

Araştırmaya katılanların gözünde Türkiye’de en fazla ayrılığa yol açan konular sırasıyla Kürt sorunu (yüzde 39), 1980 Darbesi (yüzde 30), Gezi Protestoları (yüzde 30) ve 17-25 Aralık Yolsuzluk Suçlamaları (yüzde 29) olarak sayılırken diğer konular yüzde 10’un altında kaldı.

Bununla birlikte, parti tabanları arasında geçmişi değerlendirme konusunda önemli farklılıklar var. AKP sempatizanları arasında en yüksek oranda yanıtlar sırasıyla Gezi Protestolar (yüzde 38), Kürt Sorunu (yüzde 38) ve 1980 Darbesi olarak görüldü. CHP’liler arasında en fazla belirtilen kırılma yüzde 51 ile 17-25 Aralık Suçlamaları ve Kürt Sorunu (yüzde 42) öne çıkıyor. 

HDP sempatizanları Kürt Sorunu (yüzde 36) ve 1980 Darbesi (yüzde 39) kırılmalarını daha fazla belirtiyorlar. MHP’liler için de en önemli tarihsel kırılma Kürt sorunu (yüzde 58) ön planda.

Toplumdaki diğer insanlara kıyasla daha az saygı gördüğünü düşünen grup olarak Kürtler ön plana çıkıyor. Bu konuda en fazla özgüvene sahip olan gruplar ise sırasıyla muhafazakarlar (yüzde 73), dindar insanlar (yüzde 67), Türkler (yüzde 61) ve eğitimli insanlar (yüzde 56).

Araştırma 3-10 Aralık 2015 tarihleri arasında, 1024 kişiyle, 16 ilin kentsel ve kırsal bölgelerinde yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi ve Amerikan düşünce kuruluşu German Marshall Fund desteğinde Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından Infacto RW araştırma şirketine yaptırıldı.

Söyleşimizin İngilizcesi burada

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder