Artvin
Cerattepe'de bölge halkının karşı çıktığı maden projesini ve buna ilişkin
olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeyi Yeşil Artvin
Derneği gönüllü bilimsel danışmanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman
Mühendisliği öğretim üyesi Oğuz Kurdoğlu ile konuştuk.
Kurdoğlu,
maden alanında yapılan sondajlardan sonra dahi Cerattepe halkının içtiği suyun
tadının değiştiğini söyledi ve “Bir de madencilik başladıktan sonra neler
olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?” diye sordu.
Cerattepe
halkı 250 gün boyunca süren protesto ile biyolojik çeşitlilik açısından en
zengin bölgelerinden olan Artvin’de planlanan maden çıkarma projesine karşı
çıktı. Protestoların gittikçe büyümesi üzerine Başbakan Davutoğlu derneğin
temsilcileri ile Ankara’da bir araya geldi ve madencilik işlemlerinin hukuki
süreç tamamlanana dek durması talimatını verdi.
24 Şubat
tarihindeki bu görüşmeye katılan Kurdoğlu ile söyleşimizden satır başları
şöyle:
“Ülke
gündeminin içte ve dışta bu kadar yoğun olduğu bir dönemde başbakanın 2 saat
boyunca bizi dinleyip notlar almış olması belki de Türkiye’de bir ilktir. Yeşil
Artvin Derneği’nin, Artvin’i ortak çıkarlar paydasında son derece iyi temsil
ettiğini de söylemem gerekir. Yeşil Artvin Derneği yerel, naif, her siyasal ve
sosyal katmanı kapsayan gönüllü bir topluluk. Ayrıca protestolarda Türk
bayrağından başka hiçbir bayrak ve rengin bulunmadığını da söylemeliyim.
Protestoların Türkiye’nin uygun olan yerlerinde maden projesine karşı olmadığını
ve Artvin’deki projeye karşı olduğunu da söylemem gerekir.
“Maden
şirketinin kendi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna göre Cerattepe’de
madencilik işi nedeniyle 50 binden fazla ağaç kesilecek. Bu rakam bizden değil
şirketten geliyor. Başbakanın verdiği 3500’den fazla ağaç kesilmeyecek sözü
nereden geliyor bilmiyoruz.
“Kesilecek
ağaç sayısı azaltılsa bile bu kabul edilebilir değil. Bölge ormanlık bir bölge
ve ormanların kendi ekosistemleri var. Eğer bir ormanda ağaçları keserseniz,
ekosistemle oynamış olursunuz. Bu kesilen ağaçları, ağaçlandırma ile yerine
koyma imkânınız yoktur. 1000 yıllık tek bir ağaçtan elde edeceğiniz bilgiler, hektarlar
boyu ağaçlandırmadan çok daha değerlidir. Keşke Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun ormancılıkla ilgili bir eğitimi olsaydı, belki o zaman
kendisiyle tartışma imkânımız olurdu ama maalesef kendisi inşaat mühendisi.
“Bölgede doğal
yaşlı ormanlar var. Bu ormanların olması orada ağaçkakandan karacaya pek çok
türe ev sahipliği yapıyor. İnsanlar dışındaki canlılar için de özel bir mekân.
68 kuş türünün kaydı yapılmıştır. Görsel koruma alanıdır. Kente bir manzara
bütünlüğü sağlıyor ve koruma altında bir alan ilan edilebilir. Ormanların estetik kalitesi yüksek.
Ormanların ekosistem hizmetleri çok. Bunlardan somut olanlar odun, kestane gibi
ürünler elde etmemiz. Bir de insanların ruh ve beden sağlığına katkısı var.
En büyük
tehdit heyelan
“Cerattepe
deyince çanak gibi bir yerleşim yerinin tepesinden bahsediyoruz. Burada en
büyük tehdit heyelan. Bölgede sık sık heyelan olmakta. Halkın yaşadığı çanak
benzeri yerleşim yerinin tepesinde maden işi yapılırsa halk heyelan tehdidi ile
karşı karşıya kalacak. Bu bölge halkı için büyük bir risktir. Artvin halkı
madenciliğe karşı çünkü hayatı tehdit altında.
“Yakınımızdaki
Murgul’da yapılan bakır madenciliği sonucu yaşamın orada ne hale geldiğini biliyoruz.
Burada gerçekten ‘kamuoyu çıkarı’ kavramını sorgulamalıyız. Murgul’da bir
ekosistemi kaybettik. Balıkçılık bitti. İçme suyu kaynakları bitti. Peki,
madencilikten kazanılan para ne kadar? Bu para kaybedilen ekosistemi yerine
koyabilir mi? Burada kamuoyu çıkarı nedir?
“Türkiye’de
ÇED raporları güvenilir değil çünkü projesi olan firmalar ÇED raporunu
kendileri ücretle hazırlatıyor. Oysa ÇED raporunun bağımsız uzmanlarca
yapılması gerek. Şimdiye kadar hazırlanan ve hükümete sunulan yaklaşık 52 bin
ÇED raporundan sadece 33 tanesinin tarafından onaylanmamış olması, bu
raporların sağlıksız olduğunu bir göstergesi.
“Halkın
protestoları sırasında çok sayıda polis geldi. Artvinli TOMA’yı ilk defa gördü.
Artvin, Türkiye’nin en güvenli ilidir. İnsanlar gazı, sis bombası sandı önce.
Biber gazına da acı biber diyorlar zaten. Bir de plastik mermi kullanıldı.
İnsanların feleği şaştı. Isınmak için ateş yakılınca barikat olarak yazıldı
bazı gazetelerde. Oysa Artvinliler ısınmak için ateş yaktı. Orada halk ısınmak
için üstüne bir de horon teper o kadar. Bir manipülasyona asla izin vermezler.
Artvin halkı başbakanın yumuşaklığını protestolarda görmedi.”
Söyleşimizin
İngilizcesi burada.